Alman toplumunda var olan ve giderek artan din çeşitliliği halkın değerli bir kesiti tarafından tehlike olarak bedellendiriliyor. Bertelsmann Vakfı tarafından sistemli olarak yılda bir sefer yaptırılan, “Dini çeşitlilik içinde bir ortada yaşam” isimli kamuoyu araştırmasının bu yılki sonuçlarına nazaran, ankete katılanların yüzde 34’ü ülkedeki din çeşitliliğini “tehdit” olarak görüyor. Yüzde 29’luk kesim farklı dinlerin bir ortada olmasını “zenginlik” olarak nitelendirirken yüzde 37’lik bir küme bu iki tanımlamaya da uzak duruyor.
Herhangi bir dine mensup olmayanlar ortasında din çeşitliliğini tehlikeli bulanların oranı yüzde 38, Hristiyanlar ortasında ise yüzde 34 oldu. Bu durumu tehlike olarak en az addeden dini küme ise Müslümanlar oldu. Ankete katılan her beş Müslümandan yalnızca biri dini çeşitliliği tehlike olarak kıymetlendirdi. Hindular ortasında ise bu oran yüzde 61 olarak saptandı.
Almanya toplumunda farklı inanç kümelerine karşı olumlu bir hal takınanların oranı da, 10 yıl öncesine nazaran geriledi. 2013 yılında yapılan araştırmada, iştirakçilerin yüzde 89’u “diğer dinlere açık olunması gerektiğini” söz ederken, bu sayı 2023’te yüzde 80’e geriledi. Tıpkı devirde, “Her dinin gerçek bir özü” olduğuna inananların oranı da yüzde 72’den yüzde 59’a düştü. Araştırmaya katılanların yüzde 93’ü Almanya’daki inanç ve din değiştirme ya da dinden çıkma özgürlüğünün çok değerli bir kazanım olduğu görüşünde.
Yapılan çalışmanın raportörlerinden Bertelsmann Vakfı din uzmanı, sosyolog Yasemin El-Menouar’un başında olduğu raportörlere nazaran, “Dinin inanç, günah çıkarma ve dini yaşama özgürlüğü üzere soyut prensiplerine olan yüksek düzeydeki takviye bir yana; bu bahisteki toplumsal uzlaşı, farklı dinlerin gerçeklerine yönelik tavır ve rastgele bir dinin modernite ile olan bağı kelam konusu olduğunda çözülmeye başlıyor”.
YÜZDE 59 DİNİN VAKTE UYGUN OLMADIĞI GÖRÜŞÜNDE
Bertelsmann Vakfı’nın kamuoyu araştırma şirketi Infas’a yaptırdığı anketin enteresan sonuçlarından biri de halkın dine genel manada bakışı ile ilgili. İştirakçilerin yüzde 59’u dinin “artık vakte uymadığını” düşünüyor. Raportörlere nazaran “halkın, dine rastgele bir bağı olmayan üçte ikilik kısmı ile, hayatlarını güçlü bir biçimde dine nazaran şekillendiren geri kalan küme ortasındaki çatlak giderek büyüyor”.
Araştırma, Almanya’da dinlerin toplum içindeki dağılımını da ortaya koyuyor. Buna nazaran halkın yüzde 50’sini Hristiyanlar oluşturuyor. Bu oran 1950 yılında yüzde 96 idi. Hristiyanlar içinde Katolikler yüzde 44,6; Protestanlar yüzde 34,7, Ortodokslar ise yüzde 3,7’lik bir kısmı oluşturuyor. Başka Hristiyanların oranı ise yüzde 3,2.
Hristiyanların akabinde en büyük dini topluluğu yüzde 8,5 ile Müslümanlar oluşturuyor. Hinduların oranı yüzde 1,3, Budistlerin oranı yüzde 0,9 ve Musevilerin oranı ise yüzde 0,3.
“Rakamlarımız, din alanındaki çoğulculuğun ve bireyselciliğin kıymetli oranda arttığını gösteriyor” diyen Yasemin El-Menouar, “Bu durumun bölünme potansiyeli barındırdığını” ve “karşılıklı hürmet, bir ortada hayat üzere olguların zaten gerçekleşmeyeceğini”, bunun için hem inanç siyasetinin hem de dini cemaatlerin sorumluluk alması gerektiğini lisana getiriyor. (DW Türkçe)