İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu, TCDD’nin kurucusu ve birinci Genel Müdürü Behiç Erkin’in ismini verdikleri, Ümraniye’de inşa edilen Türkiye’nin birinci 2 katlı tren park alanına sahip en büyük kent içi raylı sistem merkezini hizmete açtı. İmamoğlu, “Kimi aylardır, kimi yıllardır duran, biraz bu türlü kimsesiz üzere duran metro şantiyelerimizi süratlice ele aldık. Hatta kent için tehlike arz eden bir kısım şantiyeler vardı. Vazifeye gelir gelmez, onların önlemlerini almakla işimize başladık. Bu süreç, tarihi bir süreçtir. Bizim İstanbul’a yaşattığımız, bilhassa metrolarla ilgili bu periyodun, ileride çok konuşulacak tarihi bir süreç olduğunun altını çizelim” dedi. İmamoğlu, “Bugün İstanbul’da 150 bine yakın, ivedilikle ele alınması gereken bina var. Daire demiyorum; bina var. Bunlar ölçülmüş, edilmiş işler. Mutlaka sağduyulu olacağız her mevzuda. Umutlu olacağız. Akıldan ve bilimden uzaklaşmayacağız” diye konuştu.
Kurtuluş Savaşı’nın lojistik manadaki kahramanlarından, TCDD’nin kurucusu ve birinci Genel Müdürü Behiç Erkin’in ismi, kentin Anadolu Yakası’ndaki 3 metro çizgisinin komuta merkezi olarak kullanılacak Raylı Sistemler Yerleşkesi’ne verildi. Ümraniye’deki Behiç Erkin Raylı Sistem Yerleşkesi; İBB Lideri Ekrem İmamoğlu, merhum Erkin’in torunu Emir Kıvırcık ve yerleşke girişine asılan Erkin’in tablosunu yapan ressam Teymur Rzayev’in katıldığı merasimle hizmete açıldı. Açılış merasiminde, İmamoğlu ve İBB Genel Sekreter Yardımcısı Pelin Alpkökin birer konuşma yaptı.
)
İmamoğlu şunları söyledi:
“Yüzde 33 düzeyinde ve büsbütün durmuş bir şantiye devraldık”
Büyükşehir Belediyesi Metro İstanbul Behiç Erkin Raylı Sistemler Yerleşkesi, kentin Anadolu Yakası’ndaki metro sınırlarında hizmet verecek trenlerin toplandığı ve bakımlarının yapıldığı yer. Bu yerleşkede; bakım atölyesi, ağır bakım atölyesi, açık ve kapalı tren parklanma alanları, trafo binaları ve doğal ki idari bina var. Açılışını yaptığımız bu yerleşkenin şantiyesini, yüzde 33 düzeyinde ve büsbütün durmuş bir halde devraldık. Tıpkı garipliği, Dudullu- Bostancı sınırında da yaşamıştık. Zira Vilayetler Bankası’ndan o periyotta bir kredi kullanılmış, bu krediyle bir kısmı, yarısına yakın bir kısmı, 1,6 milyarlık bir krediyle yapılmış. O sınırımız, o para bitince, hiçbir kaynak hazırlığı olmadığı için, öz kaynaktan da yapmak üzere bir plan kurgulanmadığı için, durmuştu.
“Bir günde Londra nüfusu kadar insan taşıyoruz, demek. Lakin Londra’daki metro sınırının üçte biri metromuz var”
Metro konusu İstanbul için hayati bir sıkıntı. Bugün İstanbul’da, 1 günde neredeyse 9 milyon insan taşıyoruz. 9 milyon insan ne demek? Londra nüfusu kadar insan taşıyoruz, demek. Fakat Londra’daki metro sınırının üçte biri metromuz var. Münasebetiyle almamız gereken yol, bugüne kadar ihmal edilmiş, yapılmamış işler, aslında önümüze ne kadar devasa bir maksat bıraktığını ve koyduğunu hepinizin bilmesi, anlaması gerekiyor. O bakımdan süratlice işimize koyulduk. Tabiri caizse; kimi aylardır, kimi yıllardır duran, biraz bu türlü kimsesiz üzere duran, metro şantiyelerimizi süratlice ele aldık. Hatta kent için tehlike arz eden -yer altında sonuçta hafriyatlar vardı- bir kısım şantiyeler vardı. Vazifeye gelir gelmez onların önlemlerini almakla işimize başladık. Bu süreç, tarihi bir süreçtir. Bizim İstanbul’a yaşattığımız bu periyodun, bilhassa metrolarla ilgili, ileride çok konuşulacak tarihi bir süreç olduğunun altını çizelim.
“İBB o periyotta üretememişse, iş yapamamışsa, metro yapamaz hale gelmişse; sebebi büsbütün marifet sorunudur”
Kesinlikle tabir etmek gerekir ki; İstanbul Büyükşehir Belediyesi, şayet o devirde üretememişse, o periyotta iş yapamamışsa, metro yapamaz hale gelmişse, sebebi büsbütün maharet meselesidir, öncelik problemidir. Hangi mevzuyu yapmakla ilgili konsantrasyon problemidir? İsrafla bir kenti, bir belediyeyi yönetme sıkıntısıdır. Artık şayet işler tıkır tıkır yürüyor ve çarklar dönüyorsa, bu değerli merkezin yapılması üzere birçok işi açarken gururla o kurdeleyi, kesiyorsak; bunun da yegane sebebi, inanınız ki işinize konsantre olmak, İstanbul’a hizmet etmek, İstanbul’un bütçesini israftan kurtarmak, onu bereketli bir bütçe haline getirmek, teknik insanları, işini bilen liyakatli yöneticilerin kelamlarını, onların tekliflerini dikkate alan siyasi düzeneklerle iş birliği sürecini kurumsal ahlakla yönetme kavramını hayata geçirmek, karşınıza bu türlü sonuçlar veriyor.
“Halka hizmet etmek istiyorsanız, halka hizmet eden projeleri yerine getiriyorsunuz; yaptığımız bu”
Halka hizmet etmek istiyorsanız, halka hizmet eden projeleri yerine getiriyorsunuz; yaptığımız bu. Dünyada en çok metro yapan kent haline gelmek, değerli. Dünyada tıpkı anda en çok metro şantiyesini hareketli halde çalıştırmak kıymetli, lakin hiçbir kaynağı belirli olmayan ya da kimilerinin projeleri bile net olmayan, tıpkı anda en fazla metro ihalesi yapan idare olmak birebir şey değil. Yani ihaleyi yaparsınız, ancak şantiye çalışmazsa, olmaz. Örneğin; Mahmutbey- Esenyurt çizgisi üzere. Yani ortada proje de yoktu, şantiye de yoktu. Örneğin; Finans Kent ’in altından geçen Göztepe – Ataşehir – Ümraniye sınırı. Burayı da ilgilendiriyor. Çok değerli bir sınır. Yüzde 2-3 düzeyinde devraldığımız çizgilerden bir tanesi. Ki üstüne kurulan, Finans Kent diye gururla anlatılan merkeze, yalnızca 80 bin çalışanın geleceği kestirim edilen bir yerin altından geçmesi gereken metronun başlanmaması üzere. Bunlara da biz başladık.
“İstanbul’un duran projelerini tek tek hayata geçirmenin gururunu yaşıyoruz”
Finansmanını sağlıklı koordine ederek, bereketli bütçe yöneterek, İstanbul’un duran projelerini tek tek hayata geçirmenin gururunu yaşıyoruz. 1,4 milyar euro kaynak ürettik İstanbul’a. Mecburuz; zira hem orta-uzun vadeli finansman bu tıp yatırımlarda kıymetli. Bir diğer eksiklik var ne yazık ki. 2019 Temmuz ayından itibaren, bize hiçbir kamu kurumu, tek bir kuruş kredi vermedi. Tek bir kamu kurumu. Bu, acı bir durum. İBB; kamu bankalarından, kamu kuruluşlarından bunları alamasa da iş yapmış bir kurumdur. Bugüne kadar 29,9 kilometre uzunluğunda raylı sistem çizgisini açtık. İnşallah Dudullu- Bostancı ile birlikte bu sene bunu 45 kilometrelere- hatta Fulya- Yıldız’ı da katarak- 45 kilometrenin daha üstüne çıkacak bir düzeye bunu taşıyacağız. Bu da 3,5 yıl üzere bir vakit dilimi içerisinde oldu. Bunun manası şunu söyleyeyim: Geçmiş 20-25 yılın ortalamasının neredeyse üç katına tekabül ediyor. İstanbul, yılda 15-20 kilometre metro çizgisi üretirse bu eksikliği kapatabilir. 2025 yılına kadar, 104 kilometre yeni metro çizgisini İstanbul’a kazandırma gayesiyle yol yürüyoruz.
“Yüzümüzü yakın tarihin ilham verici özel anlarına ve beşerlerine döndük”
İstanbul’un yeni metro sınırlarına gereksinimi var. Bunlara engellemeleri, şunları bunları anlatarak değil, işimizi anlatarak halkımıza yüzümüzü dönme uğraşı içerisindeyiz. Yüzümüzü yakın tarihin ilham verici özel anlarına ve beşerlerine döndük. Behiç Erkin’in de bu isimlerden biri. 100’üncü yılına umutla, heyecanla yürüdüğümüz hoş Cumhuriyet’imizin işte bu türlü vicdan sahibi isimlerin, gerçek yurtseverlerin emeklerinin üzerinde durduğunu hiçbir vakit unutmayacağız. Kurtuluş Savaşı’ndan sonrasında kalkınma ve aydınlanma uğraşında hakikaten ismini bildiğimiz ve bilmediğimiz, ancak her birinin gönlümüzde farklı bir yeri olan birçok kahramanlarımızın emeklerinin üzerinde yükseliyor hoş Cumhuriyet. O bakımdan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün o eşsiz çabasını hürmetle, minnetle anıyor ve onun hem silah arkadaşlarını hem Behiç Erkin üzere değerli yol arkadaşlarını da hepinizin huzurunda minnetle anıyor ve onların önünde hürmetle eğiliyoruz.
“İsim verirken; birine yaranmak için değil, gelecek jenerasyonlara örnek olması için tabelayı asmalısınız”
Açıkçası, isim verirken, bin düşünüp bir kez o tabelayı asmalısınız. Bu işler, kolay işler değil. İsim verirken; birine yaranmak için değil, gelecek kuşaklara örnek olması için tabelayı asmalısınız. İsim verirken; bugünü kurtarmak için değil, yarınlara sağlıklı, tarihi bilgilerin köprülerini kurmak için o tabelaları asmalısınız. Aksi takdirde bir bakmışsınız, birkaç sene sonra o tabelaları indirmek zorunda kalırsınız. Bunu tarihimizin yakın sayfalarında görmeniz mümkün. O bakımdan bunun da hassas bir mevzu olduğunu, burada arkadaşlarımızın önümüze bu ismi getirdiğinde ne kadar özel bir vazife yaptığımızı, ne kadar hoş bir iş yaptığımızı ve ne kadar gerçek bir karar verdiğimizi de daima bir arada yaşamış olduk.”
“Bugün İstanbul’da 150 bine yakın, ivedilikle ele alınması gereken bina var”
Konuşmasında, bu sabaha karşı yaşanan 5.9 büyüklüğündeki Düzce merkezli sarsıntıya de dikkat çeken Ekrem İmamoğlu, bu mevzuda da şu değerlendirmeleri yaptı:
“Bugünü, yarını yok. ‘Efendim 2023’te seçim olacak; kim gelecek?’ Gelecek olan aşikâr de. Fakat sorun o değil, sıkıntı bugünden o masayı bile konuşabilmek ve kurabilmekte. Zelzele; yarın talimat gelsin, kalkalım daima bir arada Ankara’ya. Oturalım konuşalım. Biz, hazırız. Bu hususta hiç yüksünmeyiz, geri durmayız. Sabah 4’ü 8 geçe ayağa kalktım. Arkadaşlarımla birlikte telefonun ucunda sıkıntıyı takip ederken AKOM üzerinden; ‘Acaba bir kaybımız var mı? Sanki bir şey olacak mı’ diye ürkmekten, korkmaktan inanın gerginliğimizle sabahı bulduk. O bakımdan sizlerden istirhamımız, isteğimiz; lütfen bütün kamuoyu olarak, bu sürece hassas olmak ve bu sürecin tahlilinin hepimizde olduğunu unutmamak. Yani ‘Tek başına ben çözeceğim’ diyorsa bir bakanlık; yok, çözemezsin kardeşim. Çözemedin zati. ‘Tek başına Büyükşehir Belediyesi ben çözeceğim’ diyorsa; çözemezsin kardeşim. Büyük bir problem zira. Sayıları söylemiyorum yani. Bugün İstanbul’da 150 bine yakın, ivedilikle ele alınması gereken bina var. Daire demiyorum; bina var. Bunlar ölçülmüş, edilmiş işler. Muhakkak sağduyulu olacağız her bahiste. Umutlu olacağız. Akıldan ve bilimden uzaklaşmayacağız. Liyakatli gruplarla süreci yöneteceğiz. Ve bu tıp işleri daima birlikte hamasetle birlikte başaracağız. Cüretin ve iyimserliğin önünde hiçbir şey duramaz. Daima bir arada başaracağız. Çok hoş günleri, daima birlikte göreceğiz.
“Hattımız, aralık sonunda yolculara hazır hale getirilecek ve buradan şahsen yönetilecek”
İBB Genel Sekreter Yardımcısı Pelin Alpkökin de öncelikle ‘Behiç Erkin’ isminin kullanımına müsaade veren torunu Buyruk Kıvırcık’a teşekkür etti. Yerleyke hakkında bilgileri paylaşan Alpkökün şunları söyledi:
“2019’da bu yerleşkenin kısmi olarak bir atölyesi ve yalnızca 11 setlik bir parklanma alanı tamamlanmıştı” diyen Alpkökin, şunları söyledi: “Ama Dudullu- Bostancı üzere burası da durmuştu. Dudullu- Bostancı çizgimizle bir arada, buradaki yerleşkeyi, parklanma alanlarını ve bugün içinde bulunduğumuz kumanda merkezini, Metro İstanbul’un Anadolu yakasındaki kalbini, aklını bir an evvel hizmete açmak için, Dudullu – Bostancı metrosunun yine başlamasıyla birlikte, buradaki çalışmalara da sürat ve tartı verdik. Burası 3 tane metro çizgimizin; Üsküdar – Ümraniye – Çekmeköy – Sultanbeyli, Ümraniye- Ataşehir- Göztepe ve Dudullu- Bostancı sınırlarının bir denetim merkezi ve bir noktadan yönetilmesi için oluşturuldu. Lakin Anadolu yakasında bir de Kadıköy- Sabiha Gökçen Havalimanı sınırımız var. Kadıköy- Sabiha Gökçen sınırımızın Pendik irtibatını tamamlamamızla bir arada, o çizginin kumanda merkezini de buraya almak istiyoruz. Münasebetiyle çok kısa bir müddet içerisinde burası, Anadolu yakasının her yerini yöneten kıymetli bir kumanda merkezi olacak.
Bugün üstte gördüğünüz kumanda merkezinin bir hoş tarafı da var. Önümüzdeki ay sonu yolcularımıza hazır hale getirilecek olan Dudullu- Bostancı sınırımızın testleri de şu anda bugün buradan denetim ediliyor. Bütün testler buradan yapılıyor. Dudullu- Bostancı sınırımızda da çok ağır bir çalışma var. Artık totemlerimizi dikiyoruz. Giriş-çıkış yapılarımızı tamamlıyoruz. Testlerimizin sertifikasyon süreçlerinin değerli bir ayağı bu ay içerisinde, geri kalan iki sertifikamız da aralık ayı içerisinde yapılacak. Ve sınırımız, aralık sonunda yolculara hazır hale getirilecek ve buradan şahsen yönetilecek.”
Konuşmaların akabinde; İmamoğlu, İBB bürokratları, merhum Erkin’in torunu Buyruk Kıvırcık ve yerleşke girişine asılan Erkin’in tablosunu yapan ressam Teymur Rzayev tarafından kesilen kurdele ile Behiç Erkin Raylı Sistemler Yerleşkesi resmi olarak hizmete girmiş oldu. (ANKA)