Türkiye Komünist Partisi Genel Sekreteri Kemal Okuyan, seçim sonuçlarına dair Sol’a değerlendirmelerde bulundu.
Okuyan, seçim usulsüzlüklerine ait, “Bu siyasi partiler ve seçim kanunu ve YSK ile sağlıklı, adil bir seçim imkansızdır. Lakin bunu yalnızca TKP’nin söylemesi yetmiyor” derken, “Seçmen kayıt listeleri, yinelenmiş oy kullanımına açık olan uygulamalar, bütün bunların karşısında temel yaptırım seçimlerin legal olmadığını söyleyebilmek ve minimum şartlar sağlanmadan yapılacak seçimleri tanımamaktır. Lakin nizam muhalefeti her seferinde “ne yaparlarsa yapsınlar bu seçimleri alırız” optimistliğini yayarak toplumu uyuşturmaktadır” vurgusunda bulundu.
İkinci tıp öncesi telaffuz tartışmalarına da değinen Okuyan, “İkinci cinse ‘şöyle bir telaffuzla hareket edersek şu oyu alırız’ hesaplarıyla hazırlananlar terk edilmelidir. Milliyetçi oylar alınacakmış! Bu anlayışı terk edin. On yıl evvel bu halk neden Erdoğan’a itiraz ediyorsa o ruhla hareket edilmelidir. İkinci cins seçimleri Erdoğan’ın bu topluma diz çöktüremediğini göstermek için önemsenmelidir” tabirini kullandı.
TKP Genel Sekreteri partisine oy veren ve vermeyenlere de seslenirken, “Yeri gelmişken TKP’ye oy verenlere teşekkür ediyoruz. TKP’ye oy vermekten son anda vazgeçenlere de… TKP’ye hak verip öbür partilere oy veren herkese… Sizin varlığınız bizim umudumuzun bir kaynağıdır. Fakat bizi asıl umutlandıran sosyalizmin kesinlikle kazanacak olmasıdır. Bu siyasi tablo, Türkiye’yi taşıyamaz. Ya da… Halkımız bu Meclis’ten büyüktür“ dedi.
Okuyan’ın soL’a yaptığı seçim değerlendirmesi şöyle:
‘BU SİYASİ PARTİLER VE SEÇİM KANUNU VE YSK İLE SAĞLIKLI, ADİL BİR SEÇİM İMKANSIZDIR’
YSK’nın bugünkü yapılanmasıyla Türkiye’de sağlıklı bir seçim yapılması imkansızdır. “Muhalefet”in de orada temsilci bulundurması, YSK’nın bu adaletsizliğini gizlemektedir. Türkiye’nin sıkıntılarından biri, açık adaletsizliklerin ve gayrı yasallıkları sorgulayacak bir toplumsal direnç yaratılamamış olmasıdır. Bu siyasi partiler ve seçim kanunu ve YSK ile sağlıklı, adil bir seçim imkansızdır. Lakin bunu yalnızca TKP’nin söylemesi yetmiyor.
‘DÜZEN MUHALEFETİ TOPLUMU UYUŞTURMAKTADIR’
Seçmen kayıt listeleri, yinelenmiş oy kullanımına açık olan uygulamalar, bütün bunların karşısında temel yaptırım seçimlerin yasal olmadığını söyleyebilmek ve taban şartlar sağlanmadan yapılacak seçimleri tanımamaktır. Lakin tertip muhalefeti her keresinde “ne yaparlarsa yapsınlar bu seçimleri alırız” optimistliğini yayarak toplumu uyuşturmaktadır.
Erdoğan’ın diploması, Erdoğan’ın üçüncü kere adaylığı üzere hususlarda doruğa çıkan hukuksuzluk karşısında hal alınmadığında seçimlerdeki usülsüzlükler karşısında tutum almak imkansızdır. Bu seçimlerde sonucu değiştirecek bir usülüsüzlüğün yapılıp yapılmadığının hiçbir kıymeti yoktur. Sorun, sistemin her cins sahteciliğe açık olmasıdır. Muhalefet “parmak boyası” ısrarında bile bulunmamış, topluma gerçek karşılığı olmayan bir iyimserliği dayatmıştır.
‘BİNLERCE SANDIKTA İŞTİRAK YÜZDE 100’ÜN ÜZERİNDE’
“Örgütlenmek gerek” dediğimizde “öfff, siz de daima bunu söylüyorsunuz” diye reaksiyon verenler, parayı basarak seçim güvenliğinin alınmayacağını gördüklerinde iş işten geçmişti. Millet İttifakı’nın sandıkların tamamından data alamamasının nedeni ne olabilir?
Dün söylediğim üzere binlerce sandıkta iştirakin yüzde 100’ün üzerinde olduğu bir seçimde, bu sayıların cevabını veremeyen bir muhalefetin halkı oyalamakta iktidarla işbirliği yaptığını söylemek zorundayız. “Bu sayıları nereden aldınız” diye soranla kelamımız şudur: Bu sayılar ortada, bilinmeyen değil. Sandık sandık aşikâr.
‘TKP BU YANILSAMAYI KIRMAK İÇİN SEÇİMLERE KATILDI VE NE YAZIK Kİ ETKİSİZ OLDU’
AKP Türkiyesi’ne teslim olan bir zihniyetin AKP karşısında rastgele bir yerde muvaffakiyet bahtı yoktur. Türkiye toplumu bu ülkenin siyasetinden ileridedir. Parlamento ve seçimlere sıkıştırılmış bir siyasetin toplumu kötürümleştirdiğini ısrarla söyledik durduk. Bunun bir karşılığı yok. “E siz neden seçimlere katıldınız” sorusuna karşılık şudur: TKP bu yanılsamayı kırmak için seçimlere katıldı ve ne yazık ki etkisiz oldu.
“Erdoğan’ı yeniyoruz”, “anketlerde öndeyiz”, “batı dünyası bizi destekliyor” havasını yaratanların bir kısmı direkt Erdoğan ve AKP Türkiyesi’nin destekçileriydi. İstedikleri toplumdaki direncin ortadan kaldırılmasıydı. Laik hassaslığı biten, Amerikancılaşan ve adaleti sınıfsal çelişkilerin büsbütün dışında bir yerde arayan bir toplumla istediklerini yapacaklardı.
Emperyalist ülkeler ve TÜSİAD bu muhalefeti destekledi, rötuşladı. Bu muhalefetle Erdoğan’a da ayar verdi ve AKP’de cisimleşen kendi güvenliklerini garanti altına aldılar. Seçimden bir hafta evvel “Erdoğan gidiyor” diye yaygara koparan emperyalist medya daha ikinci çeşitten evvel “Kılıçdaroğlu’nun bu ülkeyi yönetemeyeceği belliydi” yorumunu yapıyor.
‘TAMAMEN İSTEDİKLERİ ÜZERE BİR MECLİS VAR ARTIK ELLERİNDE’
Tamamen istedikleri üzere bir Meclis var artık ellerinde. AKP Türkiyesine direnen, karşı çıkan toplumsal dinamikleri hiçbir biçimde temsil etmeyen bir Meclis. Türkiye buysa AKP kazanmıştır. Fakat Türkiye bu Meclis aritmetiğinden ibaret değil. Sorun Türkiye toplumundaki Cumhuriyetçi, laik, bağımsızlıkçı birikimi ayağa kaldırmakta. Ancak bu birikimin sosyalist bir perspektif dışında ve emekçi sınıfı merkezli bir kimlik dışında hiçbir gücünün kalmadığını bilerek. AKP sığınağını terk etmeyen fakirleri kazanmak da lakin bu çizgiyle mümkündür. Laikliği, Cumhuriyeti, bağımsızlıkçılığı terk ederek AKP tabanını daraltacağını düşünen çizgi halkı kandırmakta başarılı olmuştur. Bu manada CHP başarmıştır.
‘İKİNCİ TIP SEÇİMLERİ ERDOĞAN’IN BU TOPLUMA DİZ ÇÖKTÜREMEDİĞİNİ GÖSTERMEK İÇİN ÖNEMSENMELİDİR’
Herkesin takkeyi önüne koyup düşünmesi gerekir. İkinci tipe “şöyle bir telaffuzla hareket edersek şu oyu alırız” hesaplarıyla hazırlananlar terk edilmelidir. Milliyetçi oylar alınacakmış! Bu anlayışı terk edin. On yıl evvel bu halk neden Erdoğan’a itiraz ediyorsa o ruhla hareket edilmelidir. İkinci çeşit seçimleri Erdoğan’ın bu topluma diz çöktüremediğini göstermek için önemsenmelidir.
‘HALKIMIZ BU MECLİS’TEN BÜYÜKTÜR’
Yeri gelmişken TKP’ye oy verenlere teşekkür ediyoruz. TKP’ye oy vermekten son anda vazgeçenlere de… TKP’ye hak verip diğer partilere oy veren herkese… Sizin varlığınız bizim umudumuzun bir kaynağıdır. Fakat bizi asıl umutlandıran sosyalizmin kesinlikle kazanacak olmasıdır. Bu siyasi tablo, Türkiye’yi taşıyamaz. Ya da… Halkımız bu Meclis’ten büyüktür.